MERHABA
HAKKINDA
DALGALAR
RUZGARIN SESI
DALGALARIN PRENSI
SEVDA RUZGARI
GUNESLE SEVISMEK
DAMLALARDA ASK
Guest Book Page
YASAM
DANS
ASK
NASILOLMALI HAYAT
SIIRLER
HIKAYELER 1
|
GERCEK FAKIRLIK
Günlerden bir gün bir baba ve zengin ailesi oglunu köye götürdü.Bu yolculugun tek amaci vardi,insanlarin ne kadar fakir olabileceklerini ogluna göstermek.Çok fakir bir ailenin çiftliginde bir gece ve gün geçirdiler.Yolculuktan döndüklerinde baba ogluna sordu,
"insanlarin ne kadar fakir olabildiklerini gördün mü?"
- "Evet!"
"Ne ögrendin peki?" Oglu yanit verdi,
- "Sunu gördüm: bizim evde bir köpegimiz var, onlarinsa dört.Bizim bahçenin ortasina
kadar uzanan bir havuzumuz var, onlarinsa sonu olmayan bir dereleri. Bizim bahçemizde ithal lambalar var,onlarinsa yildizlari. Bizim görüs alanimiz ön avluya kadar, onlarsa bütün bir ufku görüyorlar."
Oglu sözünü bitirdiginde babasi söyleyecek bir sey bulamadi.Oglu ekledi, "Tesekkürler, baba, ne kadar fakir oldugumuzu gösterdigin için!''
|
|
ZAMAN İÇİNDE
Bak! Iste gizleri yasamin, iste mutluluk
Gulumsuyor bir kapi araligindan
Ellerimizi uzatsakk tutabiliriz belki
Simdi ya da hic bir zaman
Unuttugum bir sarki mi? neydi o
Cok eskilerde dusmezdi agzimdan
Birlikte yine soyleyebiliriz belki
Simdi ya da hic bir zaman
Gulen bir cocuk vardi yillarca once
Dusleriyle bulutlar ustunde yasayan
Belki bir kez daha yasariz o gunleri
Simdi ya da hic bir zaman
Nasil da yandi bir anda. Goruyor musun?
Dev agaclariyla o icimizdeki orman
Yanmamis bir yer buluruz belki, ararsak
Simdi ya da hic bir zaman
Kisi simsiki sariliyor bulduklarina
Umutlarin bir ruzgarla savruldugu an
Yine de bir seyler kurtarabiliriz belki
Simdi ya da hic bir zaman
Her sey bize biz kadar yabanci artik
Giderek yitiyor zaman icinde insan
Oysa ki, caglari asabiliriz birlikte, gel
Simdi ya da hic bir zaman
Ümit Yaşar OĞUZCAN
|
|
ZAMAN KEKEMEYDİ
Gün bitti, elindeki güller de soldu
anımsanacak neler kaldı bugünden
paylaşılmış olan nelerdi sımsıcak
belki bir türkü söyleriz geceye karşı
saçlarını tarazlayan bir şafak olur
Zaman kekemeydi ve tarihe sızan
soytarılar gördük gencömrümüzde
ölüm peşimize düşende bir göçebeydik
suretimiz ağardı kurulan darağaçlarına
bütün sığınaklar uçurumlara açılırdı
Rüzgâr suyu soğutsun su terli bedenlerimizi
ve aşkı düşünelim biz, destan yalnızlıkları
konuşursak akşam olur ve yine yağmur yağar
gidersek gülüşler azalır buralarda
kim bulur kayıp adresteki dostları
Bir karanlığa bakıyorum bir de zamana
ay büyüyüp bir gül oluyor ellerinde senin
ve ancak yeni bir yorumu oluyor aşkın
saçlarından sızan bu karanlık yağmur
ayın çağıltısıyla tutuşuyor begonyalar
Saçlarındı diye düşünüyorum ömrümüzü
çözdükçe savrulan rüzgârdı saçların
ve ikide bir aklıma düşüyor aynı soru
-Aşkı bilmiyorsam nasıl değiştiririm
kendimi, seni ve bütün dünyayı
Ahmet TELLİ
|
 |
BİRAZ PARİS
telefonlarla geldi telaşlı ve ürkek
birdenbire geldi beklemiyordum
hayli dargın sesi kalın ve titrek
umutsuzluğuma geldi oysa yorgundum
üstelik incittim de istemeyerek
akşamdı samanyolu patlamıştı
bütün sacre coeur silme akordeon
mulhouse'lu muydu neydi işte unuttum
ilk yudumda ağlamaya başlamıştı
şakakları ter içinde gece saat on
kibrit aranıyor göğüs geçirerek
bütün sevgilerinde yanılmıştı
bir omzuna almış sanki gökyüzünü
dudakları masmavi alsace lorrain
yüzü cermenlerin en eski hüznü
hölderlin bakıyor sisli gözlerinden
ellerini şöyle okşayacak oldum
duydum nabzının gök gürültüsünü
adı yağmur mu akşamüstü mü
uzak bir panayırda ip atlayan çocuklar
dalgalar vurdukça sarsılan mendirek
gecesi kaydı mı nedense beni arar
dilinde özürler bilerek bilmeyerek
zenciler çaldı mı cazın hali başka
oturduğu yerde içtikçe eksilerek
barın camlarına orospular çiziliyor
özlem büyük korku epeyce şaka
telefonlarla geldi telaşlı ve ürkek
birdenbire geldi beklemiyordum
hanidir içimden bir başkası geçiyor
gözlerim hanidir ondan uzakta
hölderlin'i bırakmıştım artık sevmiyordum
Attilla İLHAN
.
|
|