yasam
MERHABA

HAKKINDA

DALGALAR

RUZGARIN  SESI

DALGALARIN  PRENSI

SEVDA  RUZGARI

GUNESLE  SEVISMEK

DAMLALARDA  ASK

Guest Book Page

YASAM

DANS

ASK

NASILOLMALI  HAYAT

SIIRLER

HIKAYELER 1


merhaba
bu sayfalarda amacım dostlarımla arkadaslarımla yasamı bır olcude de olsa paylasmak ve yasamaktır...

ankara dan dunya ya merhaba
Geç Kalmayin

--------------------------------------------------------------------------------

John 21 yasinda bir gençtir.Ama amansiz bir hastaligin pençesindedir.Yani kanser olmustur bu genç yasinda.Anneside onu bir hastalik kapipta iyice kötülesir durumu diye evden disari çikartmamaktadir. John tam alti aydir evden disari adimini atmamistir.Artik annesine yalvarir.Bir saattcik disari cikmak için. Annesi sonunda izin verir.John büyük bir sevinçle disari firlar.Baslar caddelerde gezmeye.Bir cd dükkaninin vitrinindeki cd lere bakarken içerdeki o güzel kiz dikkatini ceker. kiz o kadar hosuna gitmistirki hemen içeri girer ve bir cd almak istedigini söyler.cd yi alir.Kiz sorar cd yi paketlememi istermisiniz diye.John iyi olur derve kiz cd yi içeri götürüp paketler. John cd yi alir ve eve gider ama akli hep o kizdadir Annesine durumu anlatir.Anneside ona gidip kizla cesurca konusmasini söyler.ertesi sabah john yine disari çikar ve dogruca cd almaya.kiz yine cd yi paketler ama John kizla bir türlü konusamaz.Aldigi cdleri ise odasinda ki rafin üstüne paketlerini bile açmadan sira ile dizer.Bu olay böyle alti gün sürer.Sonunda john kizla konusmaya karar verir Bütün cesaretini toplayip kizin yanina gider.Bir cd alir. Kiz cd yi paketlemek için içeri gittiginde hemen kasaya küçük bir kagit üzerinde not birakir.Notta senden cok hoslandim lütfen beni ara yazar altada telefon numarasini yazar.Kiz cd yi paketleyip getirir.John heyacanlandigi için hemen oradan cikar ve eve gelir. Aradan iki gün gecer ve kiz John u arar.annesi telefonu açar Kiz John un annesine durumu anlatir ve John la görüsmek istedigini söyler.annesi aglayarak kiza John un öldügünü söyler ve kosarak oglunun odasina gider.Orada vitrinde sirali duran açilmamis paketler dikkatini çeker.Hemen paketlerden birisini açar.Içimden bir cd birde küçük not çikar. Notta senden cok hoslandim lütfen beni ara yazmaktadir. Annesi ikinci paketi acar bundanda bir cd ve bir not cikar.Notta senden gercekten cok hoslandim. aksam yedide cikicam .Çikinca görüselim yazmaktadir.Kadincagiz bu duruma cok üzülür.John kizin kendinden hoslandigini bilmeden ölmüstür. SÖZÜN KISASI ARKADASLAR SEVGILERINIZI ASLA YARINLARA BIRAKMAYIN.YARIN SEVGINIZI SÖYLEMEK IÇIN ÇOK GEÇ OLABILIR

sevgınız ve hosgorunuz hep sızınle olsun
ÖFKE ÜSTÜNE


Plutarkhos hep hoştur, ama insan halleri üstüne düşüncesini söylerken eşi yoktur. Lykurgos’la Numa’yı karşilaştırırken çocuklarin eğitimini babalarına bırakmanın ne büyük saflık olduğunu o kadar güzel anlatır ki. Devletlerin çogu herkesi, kadınlarını ve çocuklarini diledikleri gibi yönetmekte serbest bırakır, onlar da masallardaki devler gibi akıllarına esen her deliliği yaparlar. Galiba yalnız Lakedemonyalılar ve Giritliler çocuklarin eğitimini yasalara bağlamışlar. Bir devlette her şeyin çocuk eğitimine bağlı olduğunu kim bilmez? Ama yine de çocuklari hiç düşünmeden, ne kadar deli ve kötü olurlarsa olsunlar, ana babalarının keyfine bırakınız.

Kaç kez sokaktan geçerken öfkeden kudurmuş bir baba veya ananın çocuklari öldüresiye döğdüklerini görmüş, oğlancıkların öcünü almak için ana babalarına türlü oyunlar oynamayı kurmuşumdur. Döverken gözleri öfkeden alel alev yanar, daha yeni sütninenin kucağından çikmis bir çocuga gırtlaklarını yırtasıya bağırırlar, suratları allak bullak olur; Hippokrates’e göre de en tehlikeli hastalıklar insanın yüzünü değiştiren hastalıklardır. Dayaktan sakatlanmış, sersem olmuş nice çocuklar vardır. Ama devletimizin yasaları yine bu işe karışmaz, sanki bu sakalar, bu sersemler bizim toplumumuzda yaşamıyormuş gibi!

Hiçbir şey öfke kadar insan düşüncesini sapıtamaz. Öfkesine kapılıp bir suçluyu idama mahküm eden bir yargıça ölüm cezası vermekte kimse duraksamaz. Öyleyse neden babaları ve ögretmenleri öfkeli iken çocuklari dövmekte serbest bırakıyoruz? Bu artık eğitim olmaktan çikiyor, öc alma oluyor. Ceza çocuklara verilen bir ilaç sayılmalı, öyle verilmelidir. Bir doktorun hastasına karşi öfkelenmesini kabul edebilirmiyiz?

Öfkeli olduğumuz sürece hizmetçilerimize el kaldırmak doğru değildir. Kalbimizin fazla çarptigini, kanın yüzümüze çiktigini hisseder etmez sorunu kapatmalıyız. Öfkemiz geçtikten sonra her şeyi başka türlü göreceğiz. Kızdığımız zaman bağıran, konuşan biz değil, hırsımızdır. Nasıl sis içinde herşey olduğundan daha büyük görünüyorsa hır içinde de suçlar büyüdükçe büyür. Canı su içmek isteyen içer: Ama canı ceza vermek isteyen veremez. Ağır başlı ve ölçülü cezaları suçlu hem daha kolay kabul eder, hem de onların yararını görür. Öfkesine kapılmış bir adamın verdiği cezayı kimse hak ettiğine inanmaz.

Öfke kendi kendinden hoşlanan kendi kendini şişiren bir hırstır. Hepimizin başina sık sık gelir. Bir şeye yanlış yere kızarız, bize aldandığımızı ispad eden tanıtlar getirirler; bu sefer de doğrunun kendisine, suçsuzluğuna içleriz. Bunun çok güzel bir örnegini eskilerden okumuştum, hiç aklımdan çikmaz. Her bakımdan değerli, doğru olan Piso bir askerine kızmış, çayirdan dönerken arkadaşinın nerede kaldığını bilmiyor diye. Öyleyse sen onu öldürdün demiş ve adamı birden bire ölüme mahkum etmiş, tam asılacağı sırada kaybolan arkadaşi çikagelmis. Bütün ordu bayram etmiş, iki arkadaş sarılıp birbirlerini öpmüsler, cellat da ikisini almış Piso’ya götürmüş. Herkes onun da bu işe sevineceğini sanıyormuş. Tam tersi olmuş: Henün geçmemiş olan öfkesi, kendini utandıran bu gerçek karşisında büsbütün artmış ve hırsının bir anda aklına getirdiği şeytanlıkla suçluları üçe çikarmis, bir kişinin masum çikmasi, üç kişinin birden başinı yemiş. Birinci askeri ikincisini kaybettiği için, ikincisini kaybolduğu için, cellatı da verilen emri yerine getirmediği için ölüme mahkum etmiş.

Öfke saklanmaya da gelmez, büsbütün, içimize işler. Demosthenes bir meyhaneye girmiş, kimse görmesin diye arkalarda bir yer arıyormuş. Diogones görmüş ve demiş ki: Ne kadar arkalara gidersen meyhaneye o kadar girmiş olursun.

(Montaigne-Denemeler)



diskusx@hotmail.com

diskusx@hotmail.com
sevgıyle kalın



guzellıkler hep sızınle olsun